Kıbrıs Türk toplumunun sosyal çıkmazı Kıbrıs’ın geleceğini gölgeliyor
Niko Stelya
Makale 14 Aralık 2010 tarihinde Kathimerini (Kıbrıs) gazetesinde başyazı olarak yayınlanmıştır.
Her geçen gün Kıbrıs’ın kuzeyindeki sosyal açmaz yeni boyutlar kazanırken tüm adanın geleceği adına olumsuz bir çerçeve çizmeye devam ediyor. Yeşil hattın diğer yakasında sosyal ve siyasi gelişmeleri dikkatle izleyenler tehlike çanlar çalıyorlar. Onlara göre Kıbrıs Türk halkı toplum olma vasfını kaybetme tehlikesiyle yüzyüze kalmış durumda. Kıbrıs Türklerin bu adadaki geleceklerine dair umutsuzlukları Kıbrıs Sorunsalına yeni boyutlar kazandırıyor.
Yeşil hattın güneyinde kuzeydeki tüm olumsuzluklardan dolayı Türkiye’yi suçlayanlar tüm etkenleri göz önünde bulundurup daha dikkatli bir yorum yapmak zorundalar. Yanlış kanaatlerden sıyrılmak zorundayız. Kıbrıs çıkmazından askeri (militer) – milli çözüm arayışlarının sorumlu olduğu hepimizin malumu. Bu gerçeklik bu adanın tüm özgür hülyalarını gölgelemeye devam ediyor. Ankara’nın militer çözüm arayışında ısrarı kadar Kıbrıs Türk insanını bugünkü çıkmaza sürükleyen tüm unsurlar (gerek Rum, gerek Yunan gerekse de toplumsal – içsel unsurlar) bugünkü durumun mesulleridir.
Bundan yedi yıl evvel Kıbrıs Türk toplumunun gerçekliliği çok farklıydı. Toplumun büyük bir bölümü adanın Kıbrıslı ve Avrupalı geleceğine inanıyorlardı. O dönemde toplum babında ana vatan Türkiye ile olan ilişkilerin irdelenmesi istikametinde ilk adımlar atılmaktaydı. Bugün bu durum tamamıyla değişmiş durumda. Daha düne kadar en milliyetçi, şoven rum toplumu unsurlarıyla diyalogtan çekinmeyen Kıbrıslı Türkler bugün iki toplumun etkileşimine olan inançlarını büyük ölçüde kaybetmiş durumdalar. İletişimin kutsiyetine dini inanç seviyesinde bağlı olan Kıbrıslı Türk gençler artık Rum gençliğiyle olan ortak eylemlerdeki canlılıklarını yitirmiş bir çerçeve çiziyorlar. Kıbrıs Türk medyası Kıbrıs Rum medyasına ve güneydeki bilim adamlarına sırtını çeviriyorlar.
Kıbrıs Türk toplumun sosyal ve ekonomik krizinden etkilenenler sadece ¨ilerici¨ unsurlar değil. Kriz ¨muhafazakar¨ kesimi de etkisi altına almış durumda. Daha düne dek askeri geçit törenlerinde alkış tutanlar da toplumun geleceği adına karamsar bir tavır takınmış durumdalar. Kıbrıs müzakerelerin çıkmaza girdiği, ¨bağımsız KKTC¨ söyleminin sekteye uğradığı ve Türkiye’nin gerçek hedeflerini açığa vurduğu bir dönemde Kıbrıs Türk’ünü ne türlü bir gelecek bekliyor? Kıbrıs ve Avrupa genelinden soyutlanmış siyasi bir düzlemde Kıbrıs Türklerini ne türlü bir gelecek tasarımı bekliyor? Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hedeflediği serbest ticaret bölgesinde onların hesabına ne türlü ¨ödevler¨ düşmekte?
Yunan cuntasına Türkiye’nin askeri çözümle ve Osmanlı’dan yadigar fetih duygusuyla karşılık vermesi, kuzeydeki nüfusun Kıbrıslı Türkler aleyhine dönüşümü, 60’lı ve 70’lı yıllarda Kıbrıs’ın aşırı uçların çatışmasında rehin tutulması, Brüksel’in ve dış güçlerin olumsuz tavırları… Bütün bu etkenler Kıbrıs’taki olumsuz toplumsal tabloda Kıbrıslıların kendi sorumluluklarının dayanılmaz ağırlığını gizleyecek durumda değildiler. Yaşlı kuşaklar adadaki milliyetçilik çıkmazından sorumlular. Yeşil hattın beri tarafında Ankara’nın liralarıyla iktidarın tadını çıkaranlar bu toplumun uçuruma sürüklenmesinin mesulleridirler. Bu hattın güney tarafında Kıbrıs’taki farklılıkları faşist, milliyetçi ve ırkçı söylemlerle ele alanlar onlar kadar suçlular.
Birkaç ay evvel, Kıbrıslı Türk aktivistlerin sokaklara döküldüğü bir gün, adanın bugününe dair bir arkadaşın komik ve ironik yaklaşımı hala aklımda. ¨Arkadaşım bilesin ki Darwin’in gelişim teorisi bu adayı er veya geç kurtaracaktır. Eski kuşaklar hayırlısıyla bu hayatta göçüp gittiklerinde, artık göstericilere cop sallanmadığında yarına dair umudumuz var olacaktır…¨ O zaman bu yaklaşımla aynı fikirde olmadığımı çok net bir şekilde ortaya koymuştum: ¨Bugün kırlı ve ellili yaşlarda olanların ahlaki çöküşü gözler önünde. Ancak esas sorun otuzlu ve yirmili yaşlarda olanlarla bağlantılı. Kıbrıs Türk gencinin güneyle temasının sadece büyük alışveriş merkezleriyle ilintili olduğu bir ortamda ne türlü bir gelecekten bahsedebiliriz? Genç nesil Kıbrıs Rum gazetecilerin ezbere alıştığı ve klişelerin tekrarından medet umduğu bir ortamda bu adada nasıl bir gelecekten bahsedeceğiz? ¨
www.kathimerini.com.cy
No comments:
Post a Comment